Hem doğaya hem de insan sağlığına ciddi ölçüde zararlar veren ve çevre kirliliğini oluşturan en büyük nedenlerden biri tüketimdir. Dünya nüfusunun artmasıyla birlikte insanların ihtiyaçları da artmaktadır. İhtiyaçlar arttıkça, endüstriyel üretim de aynı oranda artış göstermektedir. Bu sebeplerle üretim için hem ekonomik hem de sürdürülebilir çözümler aranmaktadır. Bu durumun beraberinde yeşil kimya devreye girmektedir.
Sürdürülebilir kimya olarak da adlandırılan ve temelleri 1990 yılında ‘Kirlilik Önleme Yasası’na dayanan yeşil kimyanın amacı; üretim halinde olan tüm ürünlerin daha güvenli ve daha verimli olarak üretilmesini sağlamaktır.
Yeşil kimya, insanlara ve çevreye zararlı maddelerin kullanımını azaltan ya da ortadan kaldıran, kimyasal ürün ve bu ürünlerin gerçekleştirme süreçlerinde eko-uyumlu teknikler eşliğinde tasarlanması olarak ifade edilmektedir. Bu anlamda yeşil kimyanın, bir üretim tasarımı olarak, çevre kirleticilerini temizlemek için kullanılan tehlikeli kimyasalları kaynak aşamasında azalttığını veya ortadan kaldırdığını söyleyebiliriz.
Yeşil kimyanın 12 temel ilkesi
Yeşil kimya, endüstriyel ve akademik çevreler tarafından onaylanmış 12 temel ilkeye dayanmaktadır. Bu temel ilkeler:
1- Önleme: Üretimin başlangıcında atık oluşumunun önlenmesi.
2- Atom ekonomisi: Üretim aşamasında kullanılacak tüm malzemelerin, ürün içerisinde maksimum seviyede yer almasının sağlanması.
3- Tehlikeli kimyasalların azaltılması: Hem insan sağlığı hem de çevre sağlığı için toksik etkisi minimum olan veya hiç olmayan maddelerin üretilmesi için yöntemler tasarlanması.
4- Daha güvenli kimyasalların kullanımı: Kimyasal ürünlerin içeriğindeki zehirli etkenleri en aza indirerek, yeni kimyasalların üretime kazandırılması.
5- Daha güvenli çözücüler ve yardımcı maddelerin kullanılması: Yardımcı maddelerin (örn. çözücüler, ayırıcılar, vb.) kullanılmasını en aza indirerek, sadece çok gerektiği zamanlarda güvenli olanların kullanılması.
6- Enerji verimliliğinin arttırılması: Enerji gereksiniminin en aza indirgenmesi ve süreçlerin mümkün olduğu ölçüde ortam sıcaklığında ve basınçta tasarlanması.
7- Yenilenebilir ham maddelerin kullanılması: Ekonomik ve teknik açıdan, ham maddelerin yenilenebilir olması.
8- Kimyasal türevlerin arttırılması: Ek atık oluşturabilecek işlevsiz türevlerin kullanılması.
9- Katalizörlerin kullanılması: İsrafın en aza indirilmesi adına stokiyometrik reaktiflerin değil, katalizörlerin kullanılması.


